Ruhumda hâlâ, bir çocuğun tuzu ayarında gözyaşları var. Ne o çocuğu susturabiliyorum, ne de büyütüp gözyaşlarını saklamasını öğretebiliyorum. Bazen duygularımın yularını kaybediyorum. Öfkemi başkasına kiraya veriyor, yalnızlığımı esprilerle paketleyip evinize yolluyorum. Siz beni anlamaya çalıştıkça, ben sizi de kendi içimden geçen fırtınalara ortak ediyorum.
Bilirsiniz, insanın içindeki boşluk yankı yapar. Söylenmemiş her cümle, bastırılmış her duygu, bir gün yanlış zamanda doğru insanın suratında patlar.
Ve en kötüsü şu: Kendi içinde barış yapamayan, başkasına savaş açar. Tıpkı evde kavga çıkmasın diye televizyonun sesini açmak gibi… Duyarsan dayanamazsın çünkü. Kimi zaman neyin sebebi olduğunu bile anlamazsın ama kavganın sahnesi olursun.
O yüzden... Sükûnetinizi, başkasının öfkesine liman yapmayın.
Ve unutmayın:
Kendi karanlığına mum tutamayan biri, sizin ışığınızı da gölgelemeye çalışır.

Hiç yorum yok: